İTİRAFÇI KATİLEDE Mİ SORGU YOK
Yüz bine yakın Alevi katili olarak tarihe bir çamur gibi yapışan Yavuz’’dan sora ‘’en büyük Alevi katili benim’’ diyerek 30 yıldır ortalarda dolaşan itirafçı ‘’Refet Küçüktiryaki’’ye ) de mi sorgu yolu kapalı kalacak?
Kerbela dan günümüze dek ‘’Alevi Ve Bektaşilerin acılarına acı katılan, 70 – 80, yıllarda ‘’40 Bin Alevi ye kan kusturdum’’ diyen birileri dedelerimizin kanıyla kazanılmış bu topraklar üzerinde, övünerek bugüne dek gezebilmiş..
Ben şahsıma, ‘’Adalet Bakanı ve Cumhuriyet savcılarına ’’bu insan katili hakkında bir şeyler yapılsın denmesine gerek var mıdır demiyorum.? Çünkü, bu ülke kurumları olan bir ‘’hukuk devletidir durmadan söyleniyor ya..
Ancak, bu vicdanı kirli adama arka çıkacak birileri varsa, onlar da ‘’Yavuz Selim ve Refet Küçüktiryaki gibi, ‘’Haz. Muhammed e düşman ve torunlarının katilleri olarak ‘’Yezit yaşar Mervan olarak da geberir giderler..
Sorumuz var; 70 ve 80 li yıllarda işlenen onca cinayetlerin arkalarında kimler vardı da?, o cinayetlerin adı ‘’faili meçhul’’ cinayetler olarak bekletilip kaldı?
Tüm konularda ve her zaman, ‘’Devletin kolu uzundur dendi durdu, amma o katiller kolun uzanamayacağı hangi cehennem de gizlendi de, yıllardır o kol oralara uzanamadı?
Madem öyle, itirafçı bu katil R. Küçüktiryaki için o kadar uzun bir kola hiçte gerek yok, ‘’40 Bin alevi ye kan kusturduğunu hiçte icap etmeden bizzat ağzıyla ifade etmiştir bile…
Eğer Bu Ülke’ adalet dağıtılan bir hukuk ülkesi ise, ‘’suç ortaklarımda var diyebilen ‘’itirafçı katil hakkında S. MV: Veli AĞBABA suç duyurusunda bulunduğunu söyledi..
Şimdiyse, savcı ve hakimlerin yargıyı işletip vicdanı kanaatleri ile o ‘’insan katilini’’ sorgulayıp gerekeni yapacaklar mıdır, beklenmektedir.?.
Kabul gören o ki, ‘’80. Cunta anayasasının ilkel çağ dışı bir anayasa olarak parlamentoda gündeme alınma çabaları sürerken, kamunun da gündemine oturmuş konuşulduğu şu günlerde,
‘’12 Eylül 80 de (Refet Küşüktiryaki’’nin) itiraflarıyla anlaşılan o ki, ülke genelinde insan kasaplığının yapıldığı o günler varya, o günlerin hesabı sorulmadı, yada sorulacak mı dersiniz?
Her zaman tekrarladığımız bir dünya görüşümüz var, birileri inanır yada inanmaya bilir, inanan insanlar, nasıl ve ne gibi inanıp ibadet etmesi konusunda, ‘’Yaratıcı Yüce Tavan Hazretlerine karşı sorumlu iken, ülkeyi yöneten siyasi iktidarlar ve onun bürokratlarına mı sorulması lazım?, onlar mı o konuda karar verecek ‘’hey gidi hey, uzay çağının aydın güzel insanları dilinizi mi yuttunuz?
‘’Eyvah, 40 bin Alevi yurttaşa kan kusturdum’’’ diyebilen birileri de ‘’üst düzey bir devlet adamı olabiliyormuş, hele de ‘’M. Kemal Atatürk’ün ‘’Yurtta sulh Cihanda sulh’’ dediği bu güzel cennet ülkemizde..
Saygılarımla.