23 Mayıs 2015 Cumartesi günü Kamp Armen’ i ziyaret ettik. Bizleri yalnız bırakmayan Arguvan Gençlik komisyonuna, sazları ve türküleri ile eşlik eden Yılmaz Kulak ,Abdullah Parlak ,Hıdır Can Bal ve sanatçılarımız Nurettin Güleç ‘ e, Hasan Karayol’ a ve Halo Dayı’ ya ve tüm Arguvanlı dostlara teşekkür ederiz.
Tarihçesi ;
1950’li yıllarda Gedikpaşa Ermeni Protestan Kilisesi’nin alt katı yetimhane olarak kullanılırdı. Genellikle Anadolu’dan gelen kimsesiz ya da yoksul Ermeni çocuklar için, burası yatakhane olarak düzenlenmişti. Önceleri yetimhanede dört-beş çocuk barınırken, bu sayı kısa sürede altmışlara ulaştı. Yetimhanede barınan çocuklar Gedikpaşa İncirdibi Protestan İlkokulu’nda eğitim görüyorlardı.Kilisenin beton bahçesinde kışın zaman iyi-kötü geçerdi. Ancak gidecek bir yeri olmayan yetim çocuklar için, uzun, sıcak yaz günlerini geçirebilecekleri bu beton bahçeden başka bir mekân yoktu. Kavurucu güneşin altında, o betonun üzerinde koşuşur dururlardı. Yazın köyüne gidebilen çocuklar ise Ermeniceyi unutmuş olarak geri gelir, her ders yılında yeniden başa dönmek gerekirdi. Çocuklar için yazları iyi vakit geçirebilecekleri uygun bir mekân yaratma düşüncesi böyle doğdu.
1962 yılının Kasım ayında, Tuzlalı Sait Durmaz’dan araziyi satın alarak kilise adına tescil ettirdiler. Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Valiliğin verdiği özel izin belgeleri de tamamdı. Yani her şey yetkili mercilerin onayı çerçevesinde yapıldı.
8-12 yaşlarında 30 çocuk kampın yapımında çalışmaya başladı. Başlarına bir de kalfa verdiler: Tuzlalı Hasan Kalfa. Çocuklar bütün yaz boyunca ‘amelelik’ ettiler.
Önce kalacakları çadırların kazıklarını çaktılar. Bildiğimiz beyaz branda çadırlardı bunlar. İkinci işleri bir kuyu kazmak oldu, çünkü inşaat için bol miktarda suya ihtiyaç vardı, tabii bir de tulumbaya. Zaten en büyük işi o tulumba gördü. Herkesin bir su çekme sırası vardı. Tulumbanın kolu bütün yaz hiç durmadı.
Sonra temel kazıldı. Deniz 500 metre ötedeydi. Çocuklar temel için gereken taş ve kumu el arabalarıyla deniz kıyısından taşıdılar. Hepsi arı gibi çalışıyordu.